Bugün de belirlediğimiz kalan beş sorunun cevabı buraya alalım, devamı ve kapsamlı açıklamalar için yeni çıkacak olan kitabımıza başvurabilirisniz.
1-) Taşınmazın paylaşılmasına ve satışına engel durumlar nelerdir,
Yargıtay Kararı - 14. HD., E. 2016/3160 K. 2018/7844 T. 15.11.2018
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
TMK'nin 698. maddesinde paylaşma istemi; "Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir.
Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve ... kütüğüne şerh verilebilir.
Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunamaz" şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava konusu parselin kentsel dönüşüm kapsamında olduğu sabittir. Ancak, dosya arasında ... kaydı pasif olarak gözükmektedir. Mahkemece yeni ... kaydı getirtilerek, yeni ... kaydına göre taraf teşkili sağlanmalıdır. Dosya kapsamında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevaplarından, dava konusu 211 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 6306 Sayılı Yasa kapsamında yıkıldığı, kanun kapsamında işlemlerin devam ettiği anlaşılmakla, mahkemece ... kaydı celbedilerek hisse durumu ve tarafları kontrol edilip, davanın reddi gerekirken satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) Taşınmaz üzerinde birden fazla yapı olursa ne olur,
Yargıtay Kararı - 14. HD., E. 2016/12897 K. 2020/559 T. 20.1.2020
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle taşınmazı tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
3-) Davalı ve davacının hukuki konumu nedir,
Yargıtay Kararı - 14. HD., E. 2018/3813 K. 2019/28 T. 7.1.2019
Paydaşlığın (Ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının paydaşlığın satış suretiyle giderilmesini istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Davacı davasından feragat etse bile davalılardan birinin davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmelidir. Bu nedenle davacının davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmelidir.
4-) Taşınmaz maliklerinin hepsi mi dava edilmelidir,
Yargıtay Kararı - 14. HD., E. 2016/3743 K. 2019/475 T. 17.1.2019
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda tapu kayıt maliki olan ...'ın dosya içinde bulunan veraset ilamına göre mirasçılarından ...'ın muris ...'den önce bekar ve çocuksuz olarak öldüğü ancak dosyada mevcut veraset ilamına göre halen mirasçı olduğu ve hükmün bu veraset ilamına göre kurulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 14.03.2013 tarihli celse ara kararı ile davacı vekiline bu veraset ilamında açıklanan hususlarda tavzih işlemi yapmak üzere süre verildiği, gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, ...'ın yeni veraset ilamının alınması ve hükmün bu veraset ilamına göre kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de tapu kaydı ve dosya içindeki veraset ilamlarına göre hissedar olan..., ..., ..., ...,..., adına çıkarılan dava dilekçesi tebliğleri usulüne uygun olmadığından adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi tebliği sağlanmalıdır.
5-) Taşınmazın tamamına mı dava açılmalıdır,
İİK’nu kapsamında, alacaklı sıfatı ile belli bir hisseye açılacak davalar dışındaki tüm davalar, konusu bulunan taşınmazın tasfiyesine yöneliktir. TMK 698 ve 699 bunu açıkça ifade etmektedir.
Av. Afşin HATİPOĞLU
Sal 1 181