Bugün, konu hakkında dört soruyu kısa kısa cevaplayacağım, yarın ise devamı soruları cevaplayacağım;
1-) Paylaşmayı kim isteyebilir ?
TMK md. 698/1’de düzenlendiği üzere paydaşlar arasında yapılmış bir hukuki işlem dolayısıyla ya da malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması nedeniyle paylı mülkiyeti sürdürme zorunluluğu bulunmadığı durumda, her paydaş malın paylaşılmasını talep edebilir. Her bir paydaşa paylı mülkiyeti sona erdirebilmesi için tanınmış bir hak olan paylaşmayı isteme hakkı, yenilik doğuran ve paya bağlı bir haktır.
‘’ Bu kanuni düzenlemeden anlaşılacağı üzere paylaşma isteme (taksim davası açma) hakkı kural olarak paylı mülkiyette paydaşa, elbirliği mülkiyetinde ise mirasçıya tanınmıştır. Malik olmayan kimseye paylaşma isteme ve paylaşmaya katılma hakkı tanınmamıştır. Örneğin Kanuni Medeninin 612, Medeni Kanunun 677. maddeleri miras payının temliki konusunda üçüncü kişi ile sözleşme yapma imkanı vermesine karşın, bu kimseye paylaşmaya katılma yetkisi vermemektedir. O halde paydaş olmayan kimsenin paylaşma (taksim) davası açması mümkün değildir. ‘’
Yargıtay Kararı - 6. HD., E. 2004/4804 K. 2004/4927 T. 15.6.2004
2-) Taşınmaz ifraz edilerek paylaştırılabilir mi ?
Taşınmazın, kat mülkiyeti kurulması yoluyla paylaştırılması mümkün ise, talep doğrultusunda öncelikle bu yola gidilir, ancak paydaş sayısı ile bağımsız bölüm sayısı uyuşmuyor, ve her bir paydaşa düşecek bağımsız bölüm tespit edilemiyorsa, bu durumda taşınmaz satış yoluyla tasfiye edilir. Ayrıca, alacaklı sıfatıyla talep edilecek satışlarda, borçlu hissenin değer üzerinden ayrılarak satışı da mümkündür.
3-) Paylaşılacak taşınmazda kaçak yapı varsa durumu ne olur ?
Paylaşılacak taşınmaz üzerindeki yapılar satışa engel değildir, sadece bu yapılar muhdesat olarak tespit edilerek değeri üzerinden hak sahibine ödeme yapılması icap eder, muhdesatın tespitinin yapılmaması, dosyanın bozulması sebebidir.
4-) Aile konut şerhi bulunan taşınmazın satışı olur mu?
Tapu kaydı üzerindeki, ‘’Aile Konutu Şerhi’’ terkin edilmeden, taşınmazın ortaklığın giderilmesi davasının konusu yapılması söz konusu değildir. Sadece Yargıtayın değil, Anayasa Mahkemesi kararları ile de bu durum sabittir.
Kısa cevaplar ile konuyu açmak istedim, internet ortamında çok uzun yazıları veya videoları insanlar tercih etmiyor. Bu konuyu kitap halinde birkaç ay içinde yayınlacağım inş. o zaman daha kapsamlı değerlendirmeler yapılacaktır.
Av. Afşin HATİPOĞLU
Pzt 1 181